Bu serinin ilk yazısında Kuzey Işıkları’na Hazırlık hakkında öğrendiklerimi aktarmıştım. Sonrasında Kuzey Işıklar’nın Peşinde – 2. Bölüm: Abisko, İsveç ilk 3 gün Abisko’daki Kuzey Işıkları deneyimimizi paylaştım. Kuzey Işıkları’nın Peşinde ikinci durağımız Tromso, Norveç. Abisko’nun 10 km ilerisinden Björkliden’den Tromso’ya doğru yola koyuluyoruz.
Tromso Norveç’in kuzeyinde Dünya’da nüfusu 50.000 üzerinde olan en kuzeydeki yerleşim noktası. Kuzey Işıkları kuşağının merkezinde yer alan Tromso’yu 2007’de Galatasaray ile karşılaşması nedeniyle duymuş olabilirsiniz. Aralık ayında ortalama 15 gün yağış almakla birlikte hiç güneş görmüyor. Bizim gittiğimiz Mart ayında ise ortalama 12 gün yağış alıyor. Havanın açık olduğu bir zamana denk gelirseniz Kuzey Işıkları’nı görme ihtimaliniz yüksek.
Norveç sınırı Björkliden’den sadece 30 km, sınırda hiç kontrol olmadığı için duraklamadan yolumuza devam ediyoruz. Norveç’te muhteşem manzaralarla karşılaşıyoruz, ancak gidiş-geliş tek şerit olan yollarda İsveç’tekinden farklı olarak park alanları daha az sıklıkta ve karlar temizlenmediği için durmamız mümkün değil. Biraz içimiz gidiyor. Fotoğraflayamasak da yolculuk boyunca manzaranın tadını çıkarıyoruz.
Björkliden-Tromso arası 260 km, kalacağımız yer Ersfjordbotn, Tromso’nun 20 km ilerisinde, toplamda 280 km yolu 5,5 saatte katettik. Kaldığımız ev 3 katlı, 2. katta Amerikan mutfak, yemek masası ve şömine, 2 yatak odası ve jakuzili banyo, dilerseniz balkona çıkıp etrafa bir göz atabilirsiniz. Üst katta deri koltuklarda oturup, geniş ekran LED TV veya kocaman penceresinden manzarayı seyredebilirsiniz. Bu katta da bir yatak odası ve duş var. Ev her anlamda sıcak, kendi eviniz gibi. Etrafta Kuzey ve Kuzey Işıklarına ilişkin çeşitli dergiler de bulabilirsiniz. WiFi de olunca eksik kalmıyor.
İlk akşam hava kapalı olduğu için evde kalıp yemek yemeye karar veriyoruz. Norveç’ten aldığımız somonlar, biraz roka salatası ve patates püresi ile şömine karşısında güzel bir akşam yemeğinin tadını çıkarıyoruz. Yorgunluk da olunca erkenden yatıyoruz.
Tromso ikinci gün de kapalı görünüyor. Ekipten Abisko’ya dönme sesleri yükselirken, Tromso’ya 71 km mesafede Nordkjosbotn’da hava açık görünüyor ve ekibi buraya gitmeye ikna ediyorum. Yolda giderken fotoğraf çekebileceğimiz bir yer arıyoruz, durabileceğimiz bir cep bulmak pek kolay değil. Nordkjosbotn’a varmadan bir cep buluyoruz, ama konum ve açı olarak yeterli değil.
Yola devam ediyoruz. Nordkjosbotn’u geçtikten hemen sonra çok uygun bir park alanı bulup yerleşiyoruz. Beklemeye başlıyoruz. Bu sırada birinde Hintlilerin diğerinde Avustralyalıların olduğu iki araba daha yanaşıyor. Amaç ortak, Kuzey Işıklarını görmek ve çekmek! Onlar da tripodlarını kurdu ve beklemeye başladı.
Biraz mavi saat fotoğrafı aldıktan sonra bekleyişe yine arabada devam ettik. Çok soğuk, öyle böyle değil. Gökyüzü açık, fakat uzakta olmamıza rağmen Tromso’nun üzerindeki bulutlar görünüyor ve şehir ışıkları nedeniyle bulutlar çok parlak. Ancak şansımız bu sefer yaver gitmiyor, hava açık, iyi bir konumdayız, ama Aurora gerçekleşmiyor ya da çok çok zayıf. Yaklaşık 1,5 saatlik zorlu bir dönüş yolu da bizi bekliyor. 18:30’dan 00:30’a kadar uzun bir bekleyişin ardından, 1 saat sonrasına ait tahminler 0-0.33 aralığında olunca umutlar tükendi, eve dönme zamanı.
Karlı ve buzlu yollara karanlık ve yorgunluk da eklenince yolculuk zorlaştı. Karşıdan TIR’lar geldiğinde kendimizi 5-10 saniye kadar bembeyaz bir kar bulutunun içinde buluyoruz.
Ertesi gün hava yine kapalı görünüyor. En azından gündüz gözü ile Tromso’yu gezelim istiyoruz. Biraz araştırdıktan sonra Planetaryum’a gitmeye karar veriyoruz. Planetrayum beklentimizi karşılamayınca (siz de boşuna gitmeyin) eve döndük.
Bu arada Tromso’da alkol alabileceğiniz 2 mağaza var sadece, onlardan biri Vinmonopolet. Burası da sadece iş günleri ve mesai saatlerinde açık. Ayrıca, Türkiye’den de oldukça pahalı. İsveç’te de durum çok farklı değil.
Yemekte taze somon var. Somonu pişirmeye hazır duruma getirdikten sonra, Aurora seviyesinin yükseldiğini fark ediyoruz. Somonları fırına atmadan, havanın açık olduğu bir yer bulup fotoğraf çekme şansı aramak üzere tekrar yola koyulduk. Bu sefer Nordkjosbotn da yağışlı görünüyor. Yine de aynı istikamete gidiyoruz. Karlı ve buzlu yollara tipi de eklenip, TIR’ların geçişinin görüşü zorlaştırması hatta yolculuğu tehlikeye sokması nedeniyle yarı yolda dönmeye karar veriyoruz.
Tromso’da neredeyse her evin bir kar küreme aracı var. Bazı evlerde çim biçme makinası tarzı küçük aletler varken, bazı evlerde daha büyük araçlar bulunuyor. Henry’de de Traktör büyüklüğünde bir araç vardı. İlk sabah uyanıp evsahibimiz Henry’nin evin önündeki karları temizlediğini görünce çok şaşırdık.
Ersfjordbotn’da evlerin çoğunun dışında somon kurutulduğu da dikkatimizi çekti. Büyük olasılıkla kuşlardan korumak için ağların içinde tutuyorlar. Evler ise ağırlıklı olarak kırmızı renkte, bu da yoğun kar yağışı sonrası evleri bulabilmek için olsa gerek.
2 gecenin ardından Tromso’da Kuzey Işıklarını hiç göremeden dönüşe geçiyoruz. Zaten gitmeden beklentimiz de düşmüştü. Tromso çok nemli olduğu için hava genelde kapalı, Aurora’nın hemen hemen her gün gerçekleştiği bir konumda yer almasına rağmen, görme ihtimali çok düşük.
Saat 11’de Kiruna’da kalacağımız Camp Alta’ya doğru yola koyuluyoruz. Bizi 7 saatlik bir yolculuk bekliyor.
Serinin devamında Kiruna’dayız..
Geri bildirim: Kuzey Işıkları’nın Peşinde – 2.Bölüm: Abisko, İsveç – Yavuz Gürcan